SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir




Selim Somçağ 1964’te İstanbul’da doğdu. Ortaöğrenimini Robert Kolej'de yaptıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümüne girdi. Mezun olduktan sonra aynı bölümün yüksek lisans programına devam etti, aynı zamanda bu bölümde üç yıl araştırma görevlisi olarak çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünden yüksek lisans derecesini aldıktan sonra doktora çalışması için ABD'nin New York şehrindeki New School For Social Research'e gitti.

Devamı..

Haftalık Ekonomik Yorum

Haftalık Ekonomik Yorum Selim Somçağ tarafından her Pazartesi yayınlanan bir makroekonomi ve finans piyasaları bültenidir. Çoğu egemen güçlerin etkisinde olan piyasa yorumcularından farklı olarak, finans piyasalarını karşılıklı etkileşim içindeki küresel siyaset ve ekonomi merceğinden bakarak tarafsız bir gözle analiz eder. Bülten gündelik piyasa yorum ve tahminlerinden çok bireysel ve kurumsal ekonomik birimlerin kısa, orta ve uzun vadeli stratejik kararlarına yön verecek bilgi donanımını okurlarına sunmaya özen gösterir.

Abonelik için tıklayın.

Duyurular

Yeni Web Sayfam Yayına Girmiştir...

VİDEO: Tarım Dışı İstihdam Verisi Güvenilir mi?

VİDEO: Net Hata Noksan Nedir?

VİDEO: Küresel Likidite ve Dolar Kuru

Ekonomi Politik Arşiv

AKP’NİN EKONOMİ POLİTİKASIZLIĞI (28 Mart 2012)

Türkiye’nin IMF-AB dayatmasıyla ortaya çıkan kronik cari açık sorununa 2000 yılından beri ısrarla dikkat çeken bir iktisatçı olarak AKP hükümetinin son zamanlarda cari açıkla baş edebilmek için ne hallere düştüğünü ibretle izliyorum.    Önce şunu not edeyim: 2004, 2005, 2006, 2007 yıllarında aralarında âcizâne benim de bulunduğum bir avuç insan hüküm

 

DÜNYA NEREYE GİDİYOR? (11 Kasım 2011)

İçinde bulunduğumuz kriz en az 1929 Büyük Buhranı kadar derin ve geniş kapsamlı olacak. Büyük ekonomilerdeki borç stoklarının millî gelirlere oranlarından ve ülkeler arası cari açık-cari fazla dengesizliklerinden yola çıkacak olursak bu seferki krizin daha derin olması da mümkün.    Kriz süreci bütün ülkeleri eşit derecede etkilemeyecek, krizin ülkeler bazındaki sonu&ccedi

 

NE DEDİM? NE OLDU? (18 Ağustos 2011)

“Ekonomik Yorumda altının yükselişine ilk dikkat çektiğimde (24 Eylül 2007) fiyatı 730 doları yeni görmüştü.   Geçen Cuma ise 774’ü gördükten sonra 768’den kapandı.    Dediğim gibi,  euro, yen,  yuan gibi Amerika’nın dış ticaretinde önemli rol oynayan ülkelerin paraları çeşitli sebeplerle doların değer kaybını gerektiği ölçüde yansıtamadı

 

SEÇİM 2011: BEYAZ POLİTBÜRODA HÜSRAN (17 Haziran 2011)

2010 Kasımında “Cumhuriyetçi Siyasette Vahim Tablo” yazımı kaleme alırken Türkiye kamuoyunda bir Beyaz Türk fırtınası estirilmekteydi:   Kültürel olarak kozmopolit,  dış politikada sonuna kadar Batıcı,  işbirlikçi,  iç politikada seçkinci,  laikçi ve İslam karşıtı Beyaz Türk elitin tanınmış simaları medyada ardı ardına Türkiye’nin Türklüğünü sorgulayan

 

ARAPLAR NEDEN AYAKLANDI? (4 Mart 2011)

Arap dünyası Ocak ayının ilk haftasından beri arka arkaya patlak veren protesto gösterileri ve ayaklanmalarla sarsılıyor.   İşin şakası yok;  şimdiye kadar iki ülkede devlet başkanları devrildi,  üçüncüsü de sırada.   Cezayir’den Suriye’ye,  Yemen’den Suudi Arabistan’a kadar birçok ülkede de hükümetler ayaklanma korkusuyla halka sosyal,  ekonomik,  hat

 

CUMHURİYETÇİ SİYASETTE VAHİM TABLO (5 Kasım 2010)

Bu sefer konum genel olarak uzak durduğum iç siyaset, fakat söze önce Cumhuriyetçi aydınlardan başlayacağım.   AKP’nin 12 Eylül referandumunundan 2011 seçimlerinin tek iktidar adayı olarak çıkmasının şokundan mıdır nedir,  son zamanlarda Cumhuriyetçi aydınlara bir haller oldu.   Jeoloji profesörü Celal Şengör’ün İş Bankası Kültür Yayınlarından geçenlerde &cc

 

SERMAYENİN MİLLİYETİ YOK MU (29 Ocak 2010)

Türkiye’de yabancı sermaye konusu bir türlü zihinlerde berraklığa kavuşamamış,  her gündeme geldiğinde ateşli tartışmalara yol açan bir mesele olagelmiştir.   Bu o kadar öyledir ki,    özelleştirmenin   Batı’nın baskısıyla Türkiye’de resmî politika olarak benimsenmesinden 25 yıl kadar sonra bile Başbakan Tayyip Erdoğan bir kamu kuruluşunun yabancı sermayeye satılmasını muhalefet

 

TÜRKİYE KRİZDEN EN AĞIR ETKİLENEN ÜLKEDİR (13 Eylül 2009)

Hükümetin,  büyük sermayenin ve medyanın Türk halkını Türkiye’nin dünya krizinden nispeten daha az etkileneceğine inandırmaya çalıştıkları bir dönemde,  21 Ocak 2009’da yazdığım “Dünya Kaosa Giderken Notlar” başlıklı yazımda 2008 sonbaharına ait sınaî üretim verilerinden yola çıkarak Türkiye’nin reel ekonomi bakımından krizden en ağır etkilenen ülke olduğunu yazmış

 

YOKSA KRİZ BİTİYOR MU? (14 Mayıs 2009)

İki haftadır Amerikan kaynaklarında “Ekonomik krizin en ağır döneminin atlatıldığı,  toparlanmanın başladığı” propagandası yapılıyor.   Bu sitede krizin oluşumu ve niteliği hakkında üç yıldır yazdıklarımı izleyenlerin bu propagandayı gülümsemeyle karşıladıklarını tahmin etmekle beraber,   çok geniş bir cephede ve çok yüksek şiddette yürütülen bu kampanyanın az da olsa kafa karıştırması

 

OBAMA'NIN YENİ KAFKAS SEDDİ (16 Nisan 2009)

ABD Başkanı olacağını daha Demokrat Parti başkan adayı bile olmamışken tahmin ettiğim Obama’nın Türkiye ziyareti bu kişi hakkındaki diğer tespitlerimi de doğruladı.    Aylar önce Obama’nın bir vitrin başkanı olacağını yazmıştım.   Bunu kendisinin ve yönetimin diğer üyelerinin şimdiye kadarki icraatı zaten fazlasıyla ortaya koymuştu:    ABD tarihinin en önemli ekonomik kararları alınırken Obama’nın hi&

 

KÜRESEL BALONUN KAZAN DAİRESİ PATLADI (10 Eylül 2008)

7 Eylül 2008 Pazar günü Amerikan hükümetinin Fannie Mae ve Freddie Mac adlı iki dev mortgage şirketine el koyması zaten sönmeye başlayan küresel finansal balonun sonunun geldiğini adeta sembolik olarak da ilân etti,  çünkü bu iki kurum küresel finansal balonun yaratılmasında Amerikan hükümetlerinin kullandığı en önemli iki araçtı.   Böylece zaten iyice zayıflamış olan kürese

 

AMERİKA'NIN YENİ 11 EYLÜLÜ (14 Ağustos 2008)

Amerika’da patlak veren mortgage kriziyle ilgili daha önceki yazılarımda şu öngörülerde bulunmuştum:   Amerika’daki finansal kriz kısa sürede atlatılamayacak,  derinleşerek genel bir ekonomik krize dönüşecek ve bütün dünyaya yayılacaktı.     Öte yandan Amerika bu sürecin her aşamasında ekonomik depremin merkez üssü olmaya devam edecekti.   Bu kriz d&uu

 

BİR UYARI (18 Mart 2008)

Amerika’daki mortgage krizini 2007 Temmuzunda patlak vermesinden bu yana izleyenlerin açıkça gördüğü bir gerçek var:    Krizin başlangıcından itibaren ABD yetkililerinin,   Amerikan finans piyasasının ve onun uzantısı olan finans medyasının mortgage kriziyle ve Amerikan ekonomisiyle ilgili olarak bütün dedikleri yanlış çıktı.    Söylenenlerin bazısı resmî açıklama,&nb

 

EKONOMİK YORUM VE MORTGAGE KRİZİ (13 Kasım 2007)

Amerika’da mortgage kredisi almış olan çok kişinin bunları ödemekte zorlandığını,   bu yüzden bazı inşaat ve mortgage şirketlerinin zora girdiğini Türkiye’de sokaktaki vatandaş bile biliyor.   Ancak iş dünyasına ve medyaya bakacak olursanız onların da bu konudaki bilinç düzeyi sokaktaki vatandaşınkinden farksız görünüyor.   Halbuki Türkiye’nin son yıllarda giderek artan cari a&

 

HİLMİ YAVUZ'A CEVAP (15 Şubat 2006)

Bugün internette gezinirken Zaman gazetesi yazarı Hilmi Yavuz’un değerli tarihçi İlber Ortaylı’yı ve beni eleştiren bir yazısına rastladım.   Konu şu:  Her ikimiz de farklı yer ve zamanlarda şunu söylemişiz:  “Osmanlıca Türkçeden ayrı bir dil değildir,  bir çeşit Türkçedir.”   Yavuz bu görüşü yanlış addediyor.  Ona göre Osmanlıca ve Türkçe i

 

KARİKATÜR REZALETİ AMERİKAN TERTİBİDİR (9 Şubat 2006)

Danimarka basınında Hz. Muhammed’ e hakaret niteliği taşıyan karikatürlerin yayınlanması Büyük Ortadoğu Projesine destek sağlamaya yönelik bir Amerikan,  daha doğrusu bir neo-con tertibidir.     Amerika Irak’a hâkim olamamıştır.   Hâkim olamamanın ötesinde,  ABD ve İngiliz birlikleri Irak’ta  işgalci güçler gittikten sonra ülkenin kendilerine kalacağının hesabını y

 

SERDENGEÇTİ'NİN ÇARPITMALARI (3 Şubat 2006)

Bugün Türk ekonomisinin temel gerçeği rekor düzeydeki cari açıktır.   Millî gelirin % 6.2’sine ulaşan ve büyümeye devam eden cari açıkla Türkiye dünya rekoru için ABD ile yarış halindedir.   Cari açık sorununun iki cephesi vardır:   1. Cari açık büyük ölçüde sıcak para ile,  yani yabancıların kısa vadeli finansal yatırımları ile fi

 

TÜRKİYE TÜRK MİLLETİNİN YURDUDUR (24 Kasım 2005)

Kavim veya etnik grup, esas olarak ortak köken ve dil kıstaslarına göre tanımlanan bir insan topluluğudur.   Bu tanıma göre dünyada halen mevcut etnik grupların asgarî sayısı ise 2500’dür.   Bazı dillerin çeşitli lehçelerinin ayrı dil kabul edilmesi durumunda bu sayı 4500’e kadar yükselmektedir.   Tanımından anlaşılacağı üzere,  kavim veya etnik grup esas olarak kendiliğinden, 

 

TELEKOM SATIŞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ (17 Kasım 2005)

Bugünlerde bazı çevreler sabah akşam şu sözleri tekrarlamakla meşgul:  “Sermayenin dini,  dili,  ırkı,  milliyeti yoktur.   Nerede uygun zemin bulursa oraya gelir.”   Şahsen bu iki cümle arasında bir sebep-sonuç ilişkisi,  eskilerin tabiriyle bir “illiyet rabıtası” kuramadığımı itiraf etmek zorundayım.   Sermayenin milliyetinin olup olmadığı “uygun zemin bulduğu” y

 

FRANSA'DA TÜRKİYE REFERANDUMU YASALAŞTI (2 Mart 2005)

AB ile 1 Temmuz 2004 tarihinden sonra başlayan ülkelerin AB üyeliğinin Fransa’da referanduma sunulmasını öngören anayasa değişikliği Pazartesi günü Fransız parlamentosu tarafından kabul edildi.   66 red oyuna karşı 730 Evet gibi ezici bir çoğunlukla kabul edilen değişiklik paketi dün de malûm medyanın “Türk dostu” ilân ettiği Cumhurbaşkanı Chirac tarafından onaylanarak yürürlüğe gir

 

BASKIN ORAN VE İSTANBULAZINLIKLARI.ORG (24 Ocak 2005)

İstanbulazınlıkları.org diye bir internet sitesi olduğunu biliyor musunuz?   Demek İstanbullu Rum,  Ermeni ve Yahudi asıllı vatandaşlarımız biraraya gelerek böyle bir internet sitesi kurmaya karar vermişler!   Öyle mi zannedersiniz?   Belki Anadolu buna inanır da,  bizim gibi İstanbul’u ve İstanbullu azınlıkları iyi tanıyanlar buna inanmaz.   Birincisi,  bütün karşı propagandalara,  kin tohumu

 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! (30 Kasım 2004)

“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.”                                                Mustafa Kemal Atatürk   Türkiye Balkanlardan Yemen’e,  Cezayir’den Kırım&

 

MEDYANIN ERMENİSTAN YALANI (10 Kasım 2004)

Geçen gün malûm medyada bir haber:  Sorunlu komşumuz Ermenistan bu yıl Türkiye’ye bir jest yaparak 2005 bütçesinde sözde Ermeni soykırımını anmak için ödenek ayırmamış.     Bu haber Doğan grubunun iki gazetesinde manşetteydi.   Acaba Ermenistan akıllanıp Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya mı karar veriyordu,  yoksa Doğan grubu bir şeyler mi kaynatmak istiyordu?   Bugü

 

TRT'NİN KÖÇEKLERİ (10 Kasım 2004)

Dün gece haberlerini almak için kanalları tararken karşıma TRT1’de Coşkun Aral çıktı.   Bu zatın Haberci adlı programı TRT’ye transfer olmuş,  emrine gıcır gıcır bir resmî plakalı otobüs ve bir otobüs dolusu eleman tahsis edilmiş.    Haberci Aral da ekibini toplayıp Kastamonu’nun Eflâni kazasının Ovaşeyhler köyünün yolunu tutmuş.   Ne mi arıyor o köyde?  

 

DİE'DEN HAYALÎ STOK İTİRAFI (4 Kasım 2004)

21 Şubat 2001 devalüasyonu arz tarafında girdi maliyetlerini olağanüstü tırmandırıp,  talep tarafında gelirleri olağanüstü aşındırarak ekonomiyi derin bir resesyona soktu.   Böylece 2001 yılında millî gelir % 9.5 gibi rekor bir boyutta geriledi.   Ekonomi bu gerileme sürecine yuvarlanmışken uygulamaya konan yeni IMF programı Türk ekonomisini canlandırmayı değil,  IMF yönetimini ürkütecek boyut

 

BATI'NIN ERMENİ ATAĞI (17 Ekim 2004)

Türkiye’nin dış politika gündemi içi boş AB tartışmalarıyla meşgul edilirken Batı Türkiye’ye yönelik ezelî taleplerinden birini daha elde etme yolunda büyük adımlar atmaya başladı.   Batı’nın hemen her talebi gibi bu talebin de asgarî ve azamî versiyonları mevcut.   Asgarî plan Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılması,  iki ülke arasında her alanda normal ilişk

 

TÜRKİYE YİNE KAPIYA BAĞLANDI (7 Ekim 2004)

Dün Brüksel’de Avrupa Komisyonunun Türkiye İlerleme Raporu ile ilgili olarak yapılan açıklamalar Avrupa Birliğinin Türkiye’ye karşı her zamanki çifte standartlı,  ikiyüzlü tavrında hiç bir değişiklik olmadığını ve Türkiye’nin asla Avrupa Birliğine alınmayacağını bir kere daha gösterdi.   Komisyon Başlanı Prodi ve ilerlemeden sorumlu üye Verheugen’in basın toplantısında sarf et

 

CHIRAC RESMEN REFERANDUM İSTEDİ (2 Ekim 2004)

Fransa’da önce üç bakanın dile getirdiği Türkiye’nin AB üyeliğinin referanduma sunulması önerisinin kişisel görüş olmayıp Fransız devletinin görüşü olduğunu 28 Eylülde yazmıştım.  Aynı gün Fransız Liberation gazetesi Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın da aynı görüşte olduğunu cumhurbaşkanının yakın çevresine atfen yazdı.   Bugün ise Chirac Strasbourg’da Alman B

 

SCHRÖDER: "MÜZAKERELER 15 YIL SÜRER" (25 Eylül 2004)

Dün piyasalar Erdoğan-Verheugen arasındaki anlaşmazlıktan doğan yapay mini krizin atlatılmasını kutlarken asıl önemli açıklama Alman Başbakanı Schröder’den geldi.    Schröder bir Angela Merkel veya Michel Barnier gibi Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olmakla tanınan bir politikacı değil.   Bilâkis,  son dönemde Alman Başbakanı Türkiye’nin hâmisi rolüne soyunmuş durumda; 

 

CARİ AÇIKTA MANİPÜLASYON (5 Eylül 2004)

Son yıllarda IMF’nin elinde oyuncak olan Türk ekonomisinin bütün dengeleri gittikçe bozuluyor.   Öte yandan IMF programı ekonomiyi dümdüz etse de Washington-Brüksel ikilisine teslim olmuş iktidarların IMF’ye gık diyecek halleri yok.   Bu durumda iktidarda kalmanın gereklerinden biri de dezenformasyonla eğriyi doğru göstermeye,  ekonomideki kötü gidişatı başarılı gibi yansıtmaya çalış

 

IMF'DEN UTANMAZLIK BELGESİ (14 Ağustos 2004)

IMF 10 Ağustosta Türkiye ile  2004 yılı 4. Madde görüşmelerinin tamamlanması vesilesiyle bir basın açıklaması yayınladı.   IMF’nin Türkiye’ye 2001’den beri uygulattığı maliye ve kur politikaları sonucunda Türkiye’nin cari açığı sürdürülemez boyuta ulaşmış durumda. Açıklama  mızrağın çuvala sığmamaya başlaması üzerine paniğe kapılan IMF’nin bu durumun ortaya &cce

 

IMF BOP'UN EMRİNDE (23 Haziran 2004)

Daha iki gün önce,  21 Haziranda Türkiye’nin dış ticaret açığı 2001 krizini tetikleyen seviyeye ulaşmış,  cari açığı da 2001 seviyesine ulaşmak üzereyken, IMF’nin bu konularda hiç bir kaygı duymamasını çok garip bulduğumu yazmıştım.   Evet,  IMF eline düşen ekonomilerin seyrini tahmin etmekte hiç bir zaman çok başarılı olmadı;  ama Türkiye bağlamında daha üç

 

DÜNYA BANKASININ GERÇEK YÜZÜ (16 Haziran 2004)

Her zaman söylüyoruz:  İşbirlikçilerin,  holding medyasının uluslararası bir hayır kurumu gibi göstermeye çalıştıkları IMF ve Dünya Bankası ikilisi aslında başta ABD olmak üzere Batı emperyalizminin dünyanın geri kalanını sömürmek ve kontrol etmek için kullandıkları araçlardır.   IMF’nin aslî görevi Batı’nın gelişmekte olan ülkelere plase ettiği finansal sermayenin bek

 

HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.