SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir



KÜRESEL BALONUN KAZAN DAİRESİ PATLADI (10 Eylül 2008)


7 Eylül 2008 Pazar günü Amerikan hükümetinin Fannie Mae ve Freddie Mac adlı iki dev mortgage şirketine el koyması zaten sönmeye başlayan küresel finansal balonun sonunun geldiğini adeta sembolik olarak da ilân etti,  çünkü bu iki kurum küresel finansal balonun yaratılmasında Amerikan hükümetlerinin kullandığı en önemli iki araçtı.   Böylece zaten iyice zayıflamış olan küresel finansal balonun yeniden şişirilmesi umudu tamamen yok oldu.

 

Bilindiği gibi Amerikan ekonomisinin 2001 yılında durgunluğa girmesi karşısında Amerikan devleti tarafından başlatılan finansal balon üretme çalışmalarının lokomotifi mortgage finansmanlı konut sektörü oldu.   Bu çerçevede 2001 yılında USD 6 tr hacminde olan Amerika’daki mortgage kredileri (konut) altı yıl içinde USD 11 tr hacmine yükseltildi.   II. Dünya Savaşından sonra bir Batı ülkesinde bu boyutta bir kredi genişlemesine daha önce rastlanmamıştı.

 

2001-2007 arasında Amerika’da mortgage kredisi hacmi USD 6 tr.dan USD 11 tr.a yükseldi ama,  aynı dönem için Amerikan bankacılık sektörünün konsolide bilançosuna bakacak olursak bu rakamları orada göremeyiz.    Amerikan bankacılık sektörü bu döneme USD 1.7 tr.luk mortgage kredisiyle başladı ve bu hacim dönem sonunda ancak USD 3.6 tr.a ulaştı.    Peki Amerika’daki USD 11 tr.luk konut kredisinin geri kalan USD 7.4 tr.luk kısmı nerede?   

 

İşte bu sorunun cevabı Fannie Mae ve Freddie Mac’te.   Amerika’da bir ticarî banka veya ticarî bankalardan kredi alarak çalışan bir mortgage şirketi verdiği mortgage kredilerini belli bir nakit akışına sahip bir sabit getirili yatırım aracı şeklinde paketleyerek satabiliyor.    Bu mortgage paketlerinin başlıca alıcısı da bu iki dev şirket.    Böylece mortgage işindeki banka veya şirket verdiği kredileri bilançosundan çıkarabiliyor.   Amerika’da toplam mortgage kredisi hacmi USD 11 tr.a ulaşırken bankacılıktaki mortgage kredilerinin USD 3.6 tr.da kalmasının açıklaması bu.   

 

Amerikan devleti 2001’den itibaren ekonomide bir kredi patlaması yaratmak için mortgage sistemindeki her türlü denetimi bilinçli olarak ortadan kaldırdı,  sistemin bütün emniyet sübaplarını sonuna kadar açtı.    Bu çerçevede kamu kökenli, yarı-resmî şirketler olarak hükümet ve Fed’in yakın markajında bulunan Fannie Mae ve Freddie Mac de her türlü denetimi ve risk hesabını hiçe saymaya,  en yüksek risk grubuna ait kredi paketlerini bankalardan satın almaya yönlendirildi.    Böylece bu iki kurumun mortgage kredisi satın alma kapasiteleri iyice yükseldi ve piyasadaki ağırlıkları daha da arttı.    Bu yüzden Fannie-Freddie ikilisi Amerika’daki bütün mortgage kredilerinin yarısını taşımakla beraber,  2001’den bu yana verilen mortgage kredilerinin dörtte üçünü taşımaktalar.   Kısacası,  Fannie Mae ve Freddie Mac olmasaydı Amerikan kaynaklı küresel finansal balon ortaya çıkamazdı.   Dolayısıyla,   2001 yılında USD 11 mia.lık bir cari açıkla sıcak para krizine giren Türkiye’nin son yıllarda USD 40 milyarlardaki cari açıklarını borç parayla rahatça fonlayabilmesini sağlayan da son tahlilde bu iki kurum.    Bu bakımdan bu iki kurumun iflâsıyla 2002-2007 boyunca bir devridaim makinası gibi çalışan Amerikan kredi mekanizmasının ağır bir yara alması da Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.

 

Peki  bu iki kurum son 7 yılda bankalardan 6 trilyon dolarlık mortgage kredisini hangi parayla satın aldı?   Eskiden devraldığı kredilerin geri dönüşü desek,  mortgage kredilerinin vadesi 20,  30 yıl olduğu için bu mümkün değil.    Peki Fed 6 trilyon dolar basıp bunlara hediye mi etti?   Hayır,  o da değil.   Bu iki kurum Amerikan mortgage sektörünü şişirmek için kullandıkları kaynağı borçlanarak elde etti.   Bunlar Amerika’da Hazine Bakanlığından sonra en çok borç senedi,  yani tahvil ihraç eden kurumlar.   Bu iki kurumun bilançosunda duran mortgage tahvili tutarı sadece USD 1.6 tr.   Buna karşılık iki kurum USD 3.7 tr tutarında mortgage kredisini kendi adına paketleyerek piyasaya satmış.   Bu piyasa yalnız Amerikan piyasası da değil.   İki kurumun yarı-resmî niteliğinden dolayı merkez bankaları dahil birçok uluslararası yatırımcı bunların ihraç ettiği tahvilleri Amerikan devlet tahvilleri kadar sağlam görerek satın aldı.     Bu yüzden ikilinin ihraç ettiği USD 3.7 tr.luk tahvilin USD 1.4 tr.u Amerika dışındaki adreslerde.    Bu tahvillerin başlıca uluslararası müşterileri ise (Amerikan devlet tahvillerinde olduğu gibi) küresel balon döneminde büyük dış ticaret fazlası veren Uzakdoğu’nun ve emtia ihracatçısı ülkelerin merkez bankaları.   Amerikan Hazinesinin iki mortgage devine apar topar el koymasının temel sebebi de son aylarda bu iki kurumun batık olduğunun ortaya çıkmasıyla Çin, Japonya,  Rusya gibi ülkelerin bunların tahvillerini satmaya başlamaları,  yani uluslararası dolandırıcılıkta denizin bitmesi.

 

Amerikan ekonomisinin nasıl bir kağıttan kaplan olduğu,  Amerika’nın büyük malî kudretinin uzun süredir büyük bir yalandan ibaret olduğu herhalde bu vakayla biraz daha iyi anlaşıldı.   Gelelim bu konuyla ilgili son büyük propaganda yalanına:   Amerikan Hazinesi bu iki kurumu “kurtarmış.”    Amerikan bütçesi dört yıldır büyük açık veriyor:   Gelecek yıldan itibaren ekonomik kriz ve onun yol açtığı ve açacağı kurtarma operasyonları sebebiyle bu açık daha da büyüyecek.    Yani Amerikan Hazinesi bundan böyle giderek daha çok borçlanmak zorunda.   Şu an itibarıyla çevirmek zorunda olduğu borç stoku ise tam USD 5.3 tr.   Fannie-Freddie ikilisinin taşıdığı mortgage riski de tam USD 5.3 tr.   Elbette bunun hepsi zarar değil,  ama Amerika’daki mortgage-konut sektöründeki çöküşün derinliği düşünülürse hatırı sayılır bir oranı zarar ve önümüzdeki aylar ve yıllarda bu zarar daha da artacak.   Bu zararın boyutu düşünülürse Fannie Mae ve Freddie Mac’in devletleştirilmesi bunların “kurtarılması” anlamına gelmez,  olsa olsa Amerikan Hazinesinin iflâsa gidişini hızlandırır.    Unutmayalım ki Amerikan Hazinesinin USD 5.3 tr.luk tahvil stokunun yarıdan fazlası dış dünyanın,  tam üçte biri de yabancı merkez bankalarının elinde.   Dolayısıyla Amerika’nın bildiğimiz haliyle ayakta kalabilmesi için dış dünyanın,  özellikle de merkez bankalarının Amerikan tahvillerini son yıllardakinden daha da yüksek bir tempoyla satın almaya devam etmesi lazım.   Yukarıdaki tablo karşısında bu nereye kadar mümkün?


HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.