Dün piyasalar Erdoğan-Verheugen arasındaki anlaşmazlıktan doğan yapay mini krizin atlatılmasını kutlarken asıl önemli açıklama Alman Başbakanı Schröder’den geldi. Schröder bir Angela Merkel veya Michel Barnier gibi Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olmakla tanınan bir politikacı değil. Bilâkis, son dönemde Alman Başbakanı Türkiye’nin hâmisi rolüne soyunmuş durumda; görünürde Türkiye’nin AB üyeliğini hararetle destekliyor.
İşte bu Türkiye dostu politikacı dün Frankfurter Allgemeine gazetesine şöyle dedi: “Türkiye’nin beş yılda üye olması söz konusu değil. Müzakereler çok uzun sürecek. 10 ilâ 15 yıllık bir takvim gerçekçi olabilir.”
Tabiî dostumuzun bu sözlerini nicelik değil, nitelik ifadesi olarak değerlendirmeliyiz. Yani 15 yılı ciddîye almamak gerekir. Kastedilen, bu işin çooook uzun süreceği. Yani Schröder AB kamuoyuna güvence veriyor; “Müzakere tarihi meselesi sizi ürkütmesin; Türkiye’yi üyeliğe aldığımız falan yok.” diyor.
Dostumuzun durumu böyle. Bize karşı daha dürüst davranan CDU Başkanı Angela Merkel ise yine Frankfurter Allgemeine Zeitung’a 4 Ekimde toplanacak olan Avrupa merkez sağ partiler zirvesinde Türkiye’ye üyelik yerine özel statü verilmesini kabul ettirmek için çalışacağını açıkladı. Bu arada Merkel de Schröder’in açıklamasını benim gibi yorumlayarak “Başbakan hep Türkiye’nin üyeliğinin biz hayattayken gerçekleşmeyeceği izlenimini verecek şekilde konuşuyor.” dedi.
Türkiye’de malûm medya AB bayramı yaparken Alman gazetelerinde konuyla ilgili diğer haberler şöyle:
Frankfurter Allgemeine’de yer alan bir habere göre AB uzmanları Türkiye’nin tam üyeliğinin AB’ye yılda 40 milyar Euroya malolacağını hesaplamışlar. AB’nin yıllık bütçesi 100 milyar Euro civarında bu arada. Demek ki üye olursak Avrupa’nın bütçesinin % 40’ına el koyacağız!
Die Welt’te yer alan bir makalenin başlığı şu: “Türkiye’nin AB Üyeliğine Karşı 10 Gerekçe”. Gerekçelerden bazıları şunlar:
1. Türkiye Avrupa’ya ait değil. Türkiye’nin geçmişinde antik Yunan, Yahudi-Hıristiyan, rönesans ve aydınlanma kültürleri yok, harem kültürü var.
2. Ankara insan haklarına saygı göstermiyor.
3. Türkiye’den Avrupa’ya kitlesel göç riski.
4. Avrupa Birliği fikri ortadan kalkacak. Birliğin nihaî hedefi Avrupa Birleşik Devletleri. Türkiye üye olursa AB ekonomik birlik olarak kalır.
5. Türkiye’nin üyeliğinin malî yükü karşılanamaz. (Yıllık maliyet burada 45 milyar Euro olarak tahmin edilmiş.)
6. AB İran, Irak, Suriye gibi “kötü komşulara” sınırdaş olacak.
Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Avrupa’nın gerçek yüzü böyle. Tabiî malûm medyada bunlardan satır yok. Malûm medyanın AB/zina bayramı kutlu olsun!