SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir



CHIRAC RESMEN REFERANDUM İSTEDİ (2 Ekim 2004)


Fransa’da önce üç bakanın dile getirdiği Türkiye’nin AB üyeliğinin referanduma sunulması önerisinin kişisel görüş olmayıp Fransız devletinin görüşü olduğunu 28 Eylülde yazmıştım.  Aynı gün Fransız Liberation gazetesi Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın da aynı görüşte olduğunu cumhurbaşkanının yakın çevresine atfen yazdı.   Bugün ise Chirac Strasbourg’da Alman Başbakanı Schröder ile görüştükten sonra yaptığı basın açıklamasında Türkiye'nin AB'ye üyeliği hakkında bir referandumda Fransızların kendilerini ifade edebilmelerine imkân veren bir anayasal revizyondan yana olduğunu söyledi.

 

Fransa AB’nin fikir babası ve siyasî önderi.   Almanya ile birlikte AB’nin iki lokomotifinden biri.   Dolayısıyla Fransa Cumhurbaşkanının,  bir Alman-Fransız,  yani AB zirvesinden sonra yaptığı böyle bir açıklamanın ağırlığı,  ciddiyeti açık.   Malûm medyanın ve değil Türkiye, dünya yanıp yıkılsa dahi yıl sonunda jestiyon almaya ahdetmiş finans camiasının bizim haftalardır dikkat çekmeye çalıştığımız çekirdek AB’nin bu tavrına karşı İngiliz ve Amerikan gazetelerinde çıkan makalelerle cevap vermeye çalışmaları ise umutsuz bir çaba.   

 

Bu cemaatin şunları bilmesinde yarar var:  Birincisi ABD AB üyesi değil,  ve AB’nin ana ekseni olan Fransa ve Almanya ile ABD arasında ciddî bir gerginlik var.   Dolayısıyla ABD’nin Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermesi Türkiye’nin üyelik şansını arttırmaz,  azaltır.   Çünkü ısrarlı bir Amerikan desteği çekirdek AB’nin,  Türkiye’nin de İngiltere’den sonra AB içinde ABD’nin ikinci Truva atı olacağı kuşkularını güçlendirir.   İkincisi,  İngiltere AB’nin mevcut haliyle,  esas olarak bir “ortak pazar” esprisi içinde kalmasından yanadır;  çünkü dış politikası Almanya-Fransa ekseniyle pararlel olmayıp ABD güdümündedir.   Bunun ana sebebi  İngiltere’nin Almanya-Fransa ekseni gibi petrol üretim bölgelerinden dışlanmış olmayıp,  ABD’nin yanında buralarda söz sahibi ikinci ülke olarak bulunmasıdır.   Bu yüzden İngiltere petrol mücadelesinde kıta Avrupasının değil,  ABD’nin yanında yer almaya mecburdur.  Bu yüzden İngiltere Fransa-Almanya ekseninden farklı olarak,  AB içinde siyasî entegrasyonun derinleşmesine karşıdır.   Almanya-Fransa’nın “Avrupa Birleşik Devletleri” vizyonunu paylaşmamaktadır.   Böylece İngiltere, birincisi ABD güdümünde olduğu için,  ikincisi de Türkiye’nin üye olduğu bir Avrupa Birliğinin Avrupa Birleşik Devletlerine dönüşemeyeceğini bildiği için Türkiye’nin üyeliğini desteklemektedir.   Son günlerde Alman,  Avusturya ve Fransız gazeteleri kendi ülkelerindeki Türkiye karşıtı havayı yansıtırken İngiliz gazetelerinde Türkiye’nin üyeliğine sempatiyle yaklaşan yazılar çıkmasının sebebi budur.  Bu da bizim Anglofon,  dünyayı ABD ve İngiltere’den ibaret zanneden yuppielerimizi ziyadesiyle sevindirmekte,  Türkiye’nin AB üyeliği konusunda boş hayallere kapılmalarına yol açmaktadır.   Ne yazık ki AB’nin gerçek patronu olan Almanya-Fransa’nın desteğini alamayan bir Türkiye için Amerikan ve İngiliz basınının desteği kuru gürültüden ibaret kalır.


HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.