SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir



Elektrik Sistemi Acilen Kamulaştırılmalı (Cumhuriyet, 11 Mart 2022)


Türk Lirası Eylül –Aralık 2021 döneminde döviz sepetine  (0.5 USD + 0.5 EUR)  karşı % 57 değer kaybetti.   Geçmişte bu denli yüksek devalüasyondan sonra ithalat hızla geriler,  ihracat da artmaya başlardı,  şok devalüasyonun ilk sonucu dış ticaret açığının hızla gerilemesi olurdu.   Ne var ki bu defa öyle olmadı,  Aralık 2021,  Ocak ve Şubat 2022 dış ticaret açıkları son üç buçuk yılın rekor açıkları oldu.

 

Bu vahim sonucun temel sebebine“Devalüasyon Rekabet Gücümüzü Artırmadı” başlıklı yazımda parmak basmıştım.   Büyük devalüasyona rağmen dış ticaret açığının daralmamasının en önemli sebebi aynı dönemde Yurt Dışı Üretici Fiyatları Endeksinin,  yani ihraç mallarımızın TL cinsi fiyatlarının da % 57 artmış olmasıydı.   Dolayısıyla devalüasyonla fiyat avantajı kazanamamıştık,  ihraç mallarımız döviz bazında ucuzlamamıştı.   Oysa geçtiğimiz 20 yıldaki küresel likidite bolluğu artık geri gelmeyeceği için Türkiye’nin artık büyük dış ticaret açığı vermeden büyümeyi başarması şarttı.

 

Sonraki yazılarımda devalüasyonun bire bir ihraç mallarımızın fiyatlarına yansımasının sebeplerini araştırmış ve şu tespitleri yapmıştım:   2002-2008 arasındaki dövize karşı sürekli değerlenen TL döneminde yerli üreticilerin batmasından dolayı ara malı tedarikinin yurt dışına kaymış olması,  sanayi yatırımlarının uzun yıllar boyunca döviz kredisiyle finanse edilmesi,   işçi ücretlerinin gıdada dışa bağımlılık yüzünden,  elektrik maliyetinin ise döviz kredileriyle finanse edilen üretim ve dağıtım sistemine geçilmesi yüzünden dövize endekslenmesi bu vahim sonuca yol açmıştı.   Acil çözüm adımı olarak da elektrik üretim ve dağıtımının derhal kamulaştırılmasını önermiştim.

 

 

 

Dayanıksız

Dayanıklı

Sermaye

 

 

DEV

YDÜFE

Tüketim

Tüketim

Malı

Ara Malı

Enerji

78

96

77

84

79

115

189

 

Şimdi Yurt Dışı Üretici Fiyatları Endeksinin Ocak 2022 değerlerinden yararlanarak bu konudaki tespitlerimi geliştirmeye çalışacağım.   Yukarıdaki tablo Şubat 2021 – Ocak 2022 arasındaki 12 aylık döneme ait.  DEV TL’nin döviz sepetine karşı değer kaybını,   YDÜFE ihraç mallarımızın dönem içindeki toplam fiyat artışını,   Dayanıksız Tüketim Malları,  Dayanıklı Tüketim Malları,   Sermaye Malı,  Ara Malı ve Enerji ise YDÜFE’nin bu içerikteki alt kalemlerinin dönem içindeki toplam fiyat artışını göstermekte.    Bir kere daha belirteyim ki Sermaye Malı,  Ara Malı ve Enerji kalemleri ihraç mallarımızın maliyet kalemleri değildir,  onların bir bölümüdür.    Fakat maliyet kalemleriyle ilgili bilgi bulamadığım için bunları maliyet kalemlerindeki enflasyonun vekil değişkeni olarak kullanmayı düşündüm.    Hiç şüphesiz Enerji kapsamındaki ihraç mallarımızdaki enflasyon genel olarak ihraç mallarımızın enerji maliyeti için de bir gösterge olmak durumundadır.

 

Şimdi tabloyu okuyalım.   Ocak 2022 itibarıyla son bir yılda TL döviz sepetine karşı % 78 değer kaybederken ihraç mallarımızın fiyatı ortalamada % 96 artmış.   Yani Ocak 2021 sonunda yurt dışına 1 dolara  (USD 1) sattığımız malın fiyatı Ocak 2022 sonunda 1 dolar 10 sent (USD 1.10) dolar olmuş.  Başka bir deyişle büyük devalüasyona rağmen Türk mallarının döviz fiyatı son bir yılda düşeceğine yükselmiş,  mallarımız devalüasyondan sonra dış piyasalarda ucuzlayacağına pahalanmış.Bu elbette dünya iktisat literatürüne geçecek kadar istisnaî bir olaydır ve Türk ekonomisi için bir felâkettir.

 

Tabloyu okumaya devam edelim.    Görüldüğü gibi alt kalemlerde en yüksek fiyat artışı enerjidedir:  % 189.    İkinci en yüksek fiyat artışı ise ara mallarındadır:   % 115.    Diğer kalemler genel YDÜFE enflasyonunun altındadır,  ortalamayı enerji ve ara malı enflasyonu yukarı çekmektedir.

 

Elbette bu iki kalemdeki çok yüksek enflasyonda 2020 sonunda başlayan küresel emtia fiyatlarındaki artış trendinin de önemli payı var,  fakat bu konuda bir şey yapma gücümüz yok.   O halde dünya arenasında rekabet gücümüzü artırmak hedefiyle enerji maliyetlerini ve ara mallarını ucuzlatmak için şimdilik kendi gücümüzle ne yapabilirsek onu yapmalıyız.   Ara malında yapılacak iş yabancı tedarikçiden yerli üretime kaymaktır,  ama bu zaman alacak bir süreç.   Enerji maliyetinde ise acilen atılabilecek adım elektrik üretimi ve dağıtımındaki özel sektörün yüksek kâr marjını ve yüksek finansman maliyetini bertaraf etmektir.   Bu da ancak kamulaştırmayla mümkündür.   Geçmişten gelen dövize endeksli yüksek finansman maliyeti ilk aşamada zamana yayılır,  bu kredileri vermiş olan  Türk bankalarının zorlandığı noktada ise onların yabancı kreditörleriyle masaya oturulur.   Bunu özel elektrik şirketlerinin yapma gücü yoktur,  ama devletin bu gücü vardır.Rusya’ya yönelik yaptırımlar Avrupa’da bazı bankaları sarsacağı için yakında Avrupa’da banka aktiflerinin yeniden yapılandırılması için uygun ortam oluşabilir,  bu takdirde bu işi başarmak kolaylaşır.

 

NOT: Yazının son okumasını yaparken Tekirdağ’daki iki doğalgaz santralının özelleştirme kapsamına alındığını öğrendim.   Özelleştirmeden kaynaklanan yüksek elektrik maliyeti ekonomiyi uçuruma sürüklerken bu kararı  almak akıl tutulmasıdır.

 


HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.