SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir



Çin Nereye Koşuyor?– 1 (Cumhuriyet, 4 Kasım 2022)


Çin tartışmasız son 40 yılın kalkınma şampiyonu, Japonya ve Güney Kore’den sonra Doğu Asya’nın üçüncü kalkınma mucizesi.Ne var ki şampiyon son günlerde formdan düşmüş görünüyor.   Dünya Bankasıbu yıl son 30 yıldır ilk defa Çin’in büyüme hızının Doğu Asya-Pasifik ülkeleri ortalamasının altında kalacağını öngörüyor.   Hükümetin2022 büyüme hedefi % 5.5 olsa da ilk 3 çeyrek verileribu yıl büyümenin % 3.5’i bile bulamayacağını görsteriyor.   Öte yandan Çin ekonomisi cari fazla vermeye devam etmesine rağmen yuan Nisandan bu yana dolara karşı % 15 değer kaybetti.   Acaba Çin mucizesine nazar mı değidi?

 

Resmî ağızlar ekonomik yavaşlamayı Çin’in hâlâ ısrarla sürdürdüğü kovid karantinalarıyla açıklıyor.   Ama bütün dünyada kovid salgın etkisini yitirmişken Çin’in karantina ve kapanmaları sürdürmesini ekonominin yavaşlamasının sebebi olarak değil,  ekonomideki yavaşlamaya bahane üretmek olarak görmek daha doğru olsa gerek.   İşin gerçeği Çin’in yapısal ve derin bir ekonomik kriz içine düşmüş olduğu ve bu sürecin kovidden çok önce başladığı...

 

Çin’in kalkınma mucizesini üç döneme ayırabiliriz.   Deng Şiaoping’in kolektivist ekonomiden piyasa ekonomisine geçişin temelini attığı 1978 yılından 1989’daki TiananmenMeydanı olaylarına kadarki 11 yıllık ilk dönemde Çin’in yıllık  ortalama büyüme hızı % 10.2 oldu. (1961-1977 döneminde ise ortalama büyüme hızı % 5 olmuştu.)   Tiananmen olaylarının yarattığı sarsıntıdan dolayı Çin’in büyüme hızı 1989 - 90’da % 4’e geriledi,  ama sarsıntının atlatılmasıyla Çin yeni birhızlı büyüme dönemine girdi,   1991-2011 arasındaki 21 yıllık dönemde Çin’in yıllık  ortalama büyüme hızı % 10.5 oldu.

 

Bu ikinci dönemde,  2003 – 2007 yılları arasında Çin’in yıllık büyüme hızı çift haneye ulaştı ve giderek yükseldi:  2003 % 10,  2004 % 10.1,  2005 % 11.4,  2006 % 12.7,  2007 % 14.2.   Çin’in büyüme hızındaki bu ivmeyle ABD’nin mortgage-konut balonunun şişmesi arasındaki paralellik açık.Zaten Çin’in 1978’de başlayan hızlı kalkınma hikâyesini ihracatın büyümenin lokomotifine dönüşmesi olarak da kavramak mümkün.   1977’de % 4 olan ihracatın millî gelirdeki payı 2006’da % 36’ya ulaşmıştı.ABD’de Fed Başkanı Greenspan’in mortgage kredilerinin musluğunu sonuna kadar açmasıyla başlayan ve resesyondan çıkamayan ABD ekonomisini ayağa kaldıran büyük gayrimenkul balonunda üretilen konutların ince inşaat malzemesi büyük oranda Çin’den geldi,  yani ABD konut balonu Çin ekonomisine can suyu oldu.

 

O dönemde IMF-Dünya Bankası patentli Derviş programı cenderesindeki Türkiye döviz kurlarını elden geldiğince  düşürmeye kilitlendiği için rekabet gücünü yitirmekle meşguldü ve sonuçta bu oyunda bize düşen Çin’e Amerikan evleri için mutfak, banyo yapsın diye mermer ve granit satmak oldu.

 

Çin ekonomik büyümesini tümüyle ihracata ve özellikle de ABD piyasasına endekslediği  için ABD’deki mortgage balonu 2008’de patlayıp ABD ve dünya ekonomisini durgunluğa sokunca  Çin’in büyümesi de darbe aldı,  büyüme hızı başdöndürücü % 14 düzeyinden % 10’un altına düştü.   Bu olay Çin’e hızlı kalkınmanın 20. yılında büyümeyi tamamen dış pazara endekslemenin yanlış bir strateji olduğunu,  artık yavaş yavaş iç talebi de büyüme motoru haline getirmesi gerektiğini gösterdi.   Nitekim 2008’den itibaren ihracatın Çin millî gelirindeki payı hızla düştü ve 2016’da % 20’nin altına indi.

 

Önce ihracata yönelik kalkınmayla belli bir gelişme düzeyine ulaştıktan sonra yavaş yavaş iç pazarı da güçlendirerek ekonomiyi tek ayak üstünde durmaktan kurtarıp iki ayakla yere bastırmak elbette doğru bir strateji,  ayrıca Çin gibi dev boyutta bir ekonomi için bu zaten kaçınılmaz kader.    Ama bunun temel yöntemi yavaş yavaş ücretlleri artırarak ucuz emeğe dayanan düşük teknoloji sektörlerinden kalifiye emek gerektiren yüksek teknoloji sektörlerine geçiş yapmak,  ihracatı da iğneden ipliğe mantığından az ve öze dönüştürmek.

 

Kalkınma hikâyeleri Çin’inkine çok benzeyen Japonya ve Güney Kore bu dönüşümü başardı.  Çin’in ise bunu yapmak isterken ekonominin altına bir sürü mayın döşediğini ve bugünkü ekonomik yavaşlamanın altında bu mayınların patlamaya başlamasının yattığını haftaya göreceğiz.

 


HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.