SELİM SOMÇAĞ
Ekonomik Danışmanlık

Bağımsız, Objektif, Güvenilir



ABD Modelini Türkiye’de Uygulamak– 3 (Cumhuriyet, 3 Haziran 2022)


ABD’nin Sanayisizleşmesi

 

II. Dünya Savaşından dünyanın rakipsiz sanayi ihracatçısı olarak çıkan ABD’nin 1970’lerde Alman ve Japon sanayiinin rekabeti karşısında bu üstünlüğünü koruyamadığını,  bu ülkelerin ihraç mallarının ABD pazarına bile nüfuz ettiğini,  bu yüzden ABD ekonomisinde dış dengenin bozulduğunu ve isşizliğin arttığını,   ABD yönetiminin bu sorunları çözmek için 1980’lerdesiyasî gücünü kullanarak rakip ülkelere ekonomi dışı dayatmalar yaptığını önceki iki yazımda anlattım.   Ancak hükümetler ABD ekonomisinin makro dengelerini kurmak için uluslararası alanda mücadele ederken böyle bir kaygısı olmayan ABD sanayi sektörü çoktan rekabet gücü kaybına kendi çözümünü üretmeye başlamıştı.   ABD özel sektörü sanayi altyapısının eskiliğinin,  işçi ücretlerinin yüksekliğinin ve devletin Japonya’da doğrudan (Dış Ticaret ve Sanayi Bakanlığı eliyle),  Almanya’da ise dolaylı olarak (Alman bankalarının sanayi kredilerini yönlendirmek yoluyla) sanayiye verdiği desteğin ABD’de bulunmamasının yarattığı dezavantajlı ortamın kısa sürede düzelmeyeceğini gördü.   Bu şirketlerin zaten birçok yabancı ülkede ticarî bağlantıları,  temsilcilikleri,  ortaklıkları vardı.   Bunlar bu kanalları kullanarak yavaş yavaş rakip ülkelerdeki şirketlere ortak olmaya,  bunları satın almaya,  daha sonra da oralarda yeni fabrikalar kurmaya,  kısacası üretimi ABD’den yurt dışına kaydırmaya başladılar.  

 

70’lerin sonundan başlayarak ABD’dekibirçok sanayi tesisi (özellikle elektronik alanında) kapandı,  birçok Amerikan şirketi ağırlıklı olarak Avrupa’daki tesislerindeüretim yapmaya başladı,  bazıları da tesislerini Meksika’ya veya diğer Latin Amerika ülkelerine taşıdı.    Böylece ABD’nin sanayisizleşmesi başlamış oldu.

 

Bu ilk dalga daha çok Japonya’nın elektronik ve Almanya’nın takım tezgâhlarındaki rekabetinden kaynaklandı.   1980’lerde ise ABD demir-çelik ve otomotiv sektörlerinin tasfiyesi hızlandı,   bu süreçte kapanan yüzlerce fabrikadan,  boşalan sanayi kasabalarından dolayı ABD’nin New York ve Pennsylvania’dan Michigan ve Wisconsin’e uzanan sanayi bölgesine Pas Kuşağı (Rust Belt) adı verildi.   Ünlü ABD’li şarkıcı Billy Joel’in Allentown adlı bestesi varlığını Bethlehem Steel adlı demir-çelik tesisine borçlu olan Pennsylvania’daki bu kasabanın fabrikanın kapanmasıyla çöküşünü anlatır.

 

1990’larda ise ABD sanayi şirketleri yeni üretim alanı olarak Çin’i keşfetti ve iğneden ipliğe her türlü üretimi Çin’e taşımaya başladı.  1990’larda ılımlı tempoyla seyreden bu süreç ABD’deki 2001 resesyonundan sonra hız kazandı,   2001-2010 arasında ABD sanayiinin Çin’e göçü sele dönüştü.  Bu sürece bağlı olarak 1979 ABD’de sanayi istihdamı ve ortalama reel ücretler bakımından zirve yılı oldu.   1979’da ABD’de 19.6 milyon sanayi işçisi vardı,  2010’da bu sayı 11.5 milyona gerilemişti.   ABD Avrupa ve Japonya’nın tersine nüfusu artan bir ülke,  o yüzden gerçek tabloyu görebilmek için ABD sanayi istihdamına nüfusa oran olarak bakmakta da yarar var:  1979’da % 8.6 olan bu oran 2010’da % 3.8’e gerilemişti.

 

Sanayi üretiminde genel ekonomik kural verimliliğin sürekli artmasıdır.   Artan verimlilik katma değerin de artması,  dolayısıyla reel ücretlerin de artması demektir.   Kalitesi objektif olarak ölçülemeyen hizmet sektöründe ise böyle bir süreçten söz edilemez.   Dolayısıyla sanayidereel ücretler genel olarak artma eğilimindedir fakat hizmet sektöründe böyle bir genel eğilim yoktur.   Bu yüzden bir ülkede istihdamda sanayi sektörünün payı sürekli azalır,  buna karşılık hizmet sektörünün payı sürekli artarsa orada reel ücret artışı yavaşlar,  hatta geriye gider.

 

1970’te ABD’de istihdamda sanayinin payı % 30,  hizmet sektörünün payı % 60’tı.   Bugün ise sanayi istihdamı toplamın sadece % 10’u,  hizmet sektörü istihdamı ise toplamın % 80’i.   Bu sürece bağlı olarak ABD’de ortalama reel ücret 1979’dan 1996’ya kadar sürekli düştü ve 17 yıl zarfında % 14 geriledi.   ABD’de ortalama reel ücret bugün bile 1979’daki zirvesinin % 8 altında.   Peki bu durumda ABD ekonomisi 1979’dan bugüne kadar nasıl büyüyebildi?    Bu sorunun cevabını haftaya ele alacağım.

 


HUKUKÎ UYARI: selimsomcag.org sitesinde yer alan bilgi, haber ve yorumlar güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan derlenen veriler ve bunlara dayanan kişisel yorumlardır. Kamuoyunu aydınlatmak amacıyla yayınlanan bu bilgi ve yorumlar hiç bir şekilde tavsiye veya yatırım danışmanlığı niteliği taşımaz. Bu bilgi ve yorumlara istinaden yapılacak işlemler sonucunda doğabilecek zararlardan selimsomcag.org hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2014 Selim Somçağ. Her Hakkı Saklıdır.